7 Kasım 2010 Pazar

DEJA-VU

BÖLÜM 7
   Yaptığı bütün araştırmaları sonucu tek sonuca vardı.Ölüm. 
    Birincisi büyük kanyondu.Burada ki ana özellikleri bir kağıda yazdı.Bunu bütün eserlere tek tek bakınca görmüştü.Hepsinin arasında gözle görülür ana farklar vardı.Sonra bütün resimlere tekrardan bakmış ve birinciye geri dönmüştü.Daha sonra ikinciye geçti.Dubai''de palmiye adasına gitmişti.Buranın da belli başlı özellikleri vardı hemen not aldı.Birincisi eşsiz bir doğa harikasıydı.İkinci ise para ile inşaa edilmiş bir insanlık harikasıydı.Üçüncü yeri bulmak için çok uğraşmıştı.Bu yeri görmek için bütün platolara bütün kayaç yapıları.İnternette her aramayı yapmasına rağmen.En zor bulduğu yerdi.Daha sonra öğrendiğinde dünyanın en sıcak yerini işaret ettiğini anladı.Spesifik özelliği olan bu yeri sıcaklığını not almıştı. 
   İnternetten yaptığı araştırmasında bu sefer tam olarak dünyanın en görkemli yapıları dedikten sonra biraz sonuçlara göz atmıştı.Elinde ki haritaya bakmış.Bu sefer farklı bir şey vardı ama kolaydı.Girdiği bir sitede bunu buna benzer bir şeyi görmüştü.Geriye dönüp sitelere baktı.Burayı bulduğunda ise not alacağı bilgi bulamamıştı.Bunun için yazılan kısacık bilgiyi arttırmak için internet ansiklopedisini açtı.Bir çok kişi bunu gereksiz görebiliyordu.Ama Mert''in en çok ziyaret ettiği sitelerden biriydi.Bir köşktü ama onun hakkında bir şey bulamayınca.Ana köke baktı.Serpentine Köşkü kelimelerinden köşkü silip aramasını sürdürdüğünde.Yılan taşına rastladı.Özelliğinin önce çok iyi olabileceği kanısında bulunmuştu.Fakat okuyunca bunun insanlar için bir sebeple ölüme götürdüğünü görmüştü.Günümüzde kanserojen maddeler insanlar için ana tehlikeydi.Bu taş içerdiği mineraller ile kanserojen özelliğini barındıran bir taştı.Taş için ölüm yazdı.Daha sonra diğer yapıya geçmeden kolası aklına geldi.Yarım kalmış gazı kaçmış kolasını tek dikişte bitirmişti.Daha sonraki daha kolaydı.Bir şelale ama o sitede hemen altta bu geliyordu.Angel şelalesi adında bir doğa harikası.Tesadüf eseri bulunmuş.Şaşkınlığını alamayıp.Yazıyı bitirmişti.Niagara''dan 16 kat daha büyük bir şelalenin tesadüf eseri bulunmasına şaşırmıştı.Neyse ki bunun hakkında not alması ve büyülenmesini kısa kesmişti.Hemen diğer yapıya geçti.Luksor müzesi.Neden böyle bir yapının olduğuna şaşırmıştı.Neden piramitler değil.Bir müze vardı.Belki de cevap bundaydı.Fakat bir şey dikkatini çekmişti.Büyük bir şaşkınlıkla elindeki haritaya göre bu sitedeki yapılar aynı sırayla incelenmişti.Hemen bu yazıyı yazan kullanıcının ana profiline bakmak için mouse ile sağ tıklayıp yeni sekmede açtı.Biraz da alta doğru gidip bu kişinin imzasına baktı.    
       "Aradığın gizem her ne olursa olsun ölümden kaçamazsın.Gizemi çözdüğün an gelen ölüm sana bahşedilen ödülündür." 
   Gerçekten vücudunda ki bütün tüyler ayaklanmıştı.Vücudunda bir soğuk terleme oldu.Korku damarlarına kadar kapladı.Gözleri büyülenmişti.Bu ona verilmiş bir cevaptı ve ölüm diyordu.Ölümden kaçılamayacağını her aptal insan bilirdi.Ama bu gizemi çözdüğünde diyordu.Şu sırada uğraştığı gizemin bir çözümü vardı.Ulaştığında ölecekti.Bunu bile bile bir gizemi çözebilirmiydi?Büyülenmişti aslında hayatında bundan daha büyük bir meydan okuma görmemişti.Gizemi bilen biri yaşıyor olduysa yani.Bende ölmeyebilirim mantığıyla hareket etmeye karar vermişti. 
   En başından beri kafasına koyduğu gerçeği unutmamıştı.Annesi ve babasını gerçekten özlemişti.Ölüm bir kavuşma olabilirdi.Bir amaç için öleceği için amacından vazgeçecek değildi.Onlar öldüğünden beri hangi işini yarım bırakıp sırtını dönüp gitmişti.Bu onların vefatından sonra mezarları başında onlara ve kendisine verdiği bir sözdü. 
   Neyse ki uyuyup kalmadan bütün yapılara bakmayı başarmıştı.Ondan sonra anlamıştı.Aradığı gizem buydu.Güç,gerçek güçtü.Bu yapıları oluşturabilme gücü.Bütün yapıların en önemli özellikleri.Ölüm tehlikesinin en çok olduğu yapılardı.Bir insan evinde yatağında uyurken ölebilirdi.Ama buralarda gezmek için gelmiş bir insanın potansiyel ölüm tehlikesiyle kaldığı gerçeğini biliyordu.En garibi aslında Luksor müzesiydi.Bunun hakkında kısa araştırma yapmış ve firavunların burada sergilendiğini.Firavunlarınsa lanetlerinin ölüme götürdüğünü düşününce doğruydu.Hepsinde ortak sonuç ölüm ve imkansızlık.Bu gücü elde edince imkansız başarılacak ölüm olmayacaktı. 
   Peki nasıl bir imkansızlık olmayabilirdi.Aklına gerçekten bir imkansızlık gelmişti.Bunu deneyecek ve uğraşlarının gerçekten işe yarayıp yaramadığını görecekti.O sırada bir Deja-vu gelmişti.Uzun zaman olmuştu son Deja-vu''dan sonra bu çok gecikmişti.Ama sonunda gelmişti.Buna ihtiyacı vardı.Yolunu gösterecek pusulası hala çalışıyordu. 
   Karşısında gördüğünün Salih olduğundan emin değildi.Ama karşısında ki kimse onu görünce rahatlamıştı.Deja-vu''sunda tekrardan barınak benzeri yerde aynı ağız tadı ve kokular vardı.Yaşadığı bu olaylara Deja-vu demesinin gerçeğini bir kez daha içinde doğrulamıştı.

SAYGILAR HAKAN AmonBiyankara KARAELMA 

Hiç yorum yok: